Portre: Hakan Bıcakçı
Motosikletime atlayıp daha önceden teyitleştiğimiz Nişantaşı Işık Listesinin önünde Hakan Bey ile görüştük. Onu ilk gördüğümde fotoğraflarından çok daha genç gözüktüğünü fark ettim. Siyah renk bir kapşonlu giymişti. Elini sıktım. Hava güzeldi ve Maçka Parkında doğru yürümeye başladık.
Hakan Bıçakçı
4 Mart 2017 Saat 17:00
Yer Maçka Parkı
Motosikletime atlayıp daha önceden teyitleştiğimiz Nişantaşı Işık Listesinin önünde Hakan Bey ile görüştük. Onu ilk gördüğümde fotoğraflarından çok daha genç gözüktüğünü fark ettim. Siyah renk bir kapşonlu giymişti. Elini sıktım. Hava güzeldi ve Maçka Parkında doğru yürümeye başladık.
Yürürken sohbet ediyorduk, O’nu biraz tanımak fotoğraf çekerken iç dünyasını, ruhunu fotoğraflarıma yansıtmak istiyordum. İlk sorduğum soru duygularını nasıl ifade ettiği idi. Beklentimi doğrulayan cevabı karşısında çok şaşırmamıştım. Hüzünlerini sevinçlerini daha çok içine atan, duygularını içinde yaşayan oldukça duygusal biriydi Hakan Bıçakçı.
Maçka parkına geldiğimizde güneş hala çok yüksekteydi. Buda fotoğrafların henüz güzel ışığı alamaması demekti. Orada ilk hayal ettiğim şey Hakan Bey’i çimlere yatırıp bir kaç huzurlu portre fotoğrafı çekmekti. Biraz da korkarak, Hakan Bey’e çimlere uzanmasını teklif ettim. Memnuniyetle dedi.
Hakan Bey’in yüz ifadelerini istediğim şekilde fotoğraflara henüz aktaramıyordum, sanırım ikimizde tam anlamıyla kendimizi olaya vermemiştik.
Bunun üzerine biraz yürümenin ve farklı birkaç açı denemenin doğru olacağını düşündüm. Yürürken de sohbet etmeye devam ediyorduk. Hakan Bey konuştukçta O’nun ne kadar iyi, mütevazi kendi halinde biri olduğunu anlıyordum. Eğer arkadaş olsaydık eminim ki en iyi arkadaşlarımdan biri olurdu.
Güneşin, işimizi yapmamız için biraz daha eğilip bize şans verdiği noktaya yaklaşırken. aradığım fotoğrafları da yakalamaya başlamıştım. Kapşonu ile olayı biraz dramatize etmeye karar verdim. Doğru ışığı ve açıları kullanarak Hakan Bey’in duygu dolu dünyasını fotoğrafın içine yansıtmaya başladığımı görüyordum.
Yanlız gördüğüm şuyduki Hakan Bıcaçı’daki yüz ifadeleri çok sabitti. Bu ifade’den O’nu nasıl kurtaracaktım? Komik birşeyler hayal etmesini istedim ama yapay oldu. Sonra biraz hareket katmak için zıplamasını teklif ettim. Zıplarken istemsiz olarak mimikler değişir, ancak Hakan Bey’de ilk bir kaç zıplamada ifadeler yine aynıydı. Azimi mi sürdürdüm Sonunda bir kaç farklı ifadeyi de yeni fotoğraflara aktarabildim.
Işık çok güzeldi O mütevaziliğinden söylemiyordu belki ama ben O’nu biraz yorduğumu hissediyordum, havada iyiden soğumaya başlamıştı.
Günün sonunda kahvemizi yudumlayıp çektiğimiz fotoğraflara bakarken Hakan Bey’de bende mutluyduk. Daha önce kendi fotoğraflarımı ve ifadelerimi bu kadar beğenmemiştim dedi. Kendisi ile hem çalışmaktan hem de O’nu yakından tanıma fırsatı bulduğum için bende çok mutlu olmuştum.